Bir Köy
24 Eylül 2016Gürbüz Azak
TRABZON Araklı ilçesi Keçikaya köyü. Yıl 1964. Yedeksubay öğretmenliğim başlıyor. Artık ilkokul dört ve beşinci sınıfların hocasıyım. Yıllığı kırk liradan, sesli akan genişçe bir dere kenarında ev tuttum. Her gece yığınla çakal dereden su içmeğe geliyor, işleri bitince çığlık çığlığa bağrışıyorlar. Sesleri yalnızlığımı alıyor. Çocuklarla aram iyi. Yarı yıl tatilinde onlara ödev veriyorum: Herkes türkü derleyecek… Onbeş gün sonra sayfalar dolusu dörtlükleri masama koyuyorlar.
İşte o mâsum, nükteli, delişmen, canayakın ve de çapkın türkülerden bir demet. Bir yerlere saklamışım, ama elliiki yıl sonra tesadüfen görmüşüm. Buyurmaz mısınız?
Esen bahar rüzgâri
Vurur yaprak yaprağa
Sevduğumi almadan
Girmem kara toprağa
Yarim gitti meşeye
Oy ıslandi ıslandi
Sorarım ağaçlara
Hanginuza yaslandi
Ağdı dağa bir duman
Geliyor ese yağa
Sen de benden sevdalu
Öyle geliyor bağa
Ayağımuzda mesler
Yere vuranda sesler
Senin gibi güzelu
Adam cebunda besler
Ey Urum’un kızı
Ermeni’nun gelini
Kitaptan mi okudun
Sevdâluğun yerini
Müjde verin basamak
Üstüne çıkmak yasak
Ankara’dan tel geldi
Kızlara koca yasak
Aya baktım Ay’da yok
Ay’dan bize fayda yok
Kızlar içer kahveyi
Gelinlere çay da yok
Elinde sarı En’am
Kocakarılar anam
Gelinler kız kardeşim
Kızlara bendan selâm
A benim sevdiceğum
Olur mu böyle keder
O sürmene yaylasi
Onbeş doktora bedel
İstanbul’da gül bitti
Tiren yoluni tutti
O gâvurun oğlu da
Getti beni unutti
Karşıdan akan ırmak
Mendilun parmak parmak
Bu yıl mi îcad oldi
Oğlanlara yalvarmak
Yazı yazdum kış idi
Kalemim gümüş idi
Okuyanlar gülmesin
Elim üşümüş idi
Kuku* konar serene
Şükur oni verene
Sevdâlık kolay diyıl
Aşk olsun becerene
Sevdiğum senun içun
Bu köyde duriyurum
Kurşun yarasi gibi
Her gün vuruliyurum
Değirmenun başında
Vardır su keseceği
Sen delikanlıyısan
Ben da kiraz çiçeği
Kavuştuğumuz yerda
Bir taş diksek nolurdi
Gider gelur bakarduk
Hem ziyaret olurdi
Ayva ayva eyi mi
Ayva nardan eyi mi
Güzellerin mintani
Yakadan dar deyi mi
Soralım çobanlara
Yüksek dağlar kar midur
Sevdâluktan ölene
Sorgu suâl var midur
Gökteki yıldızlari
Pay idelim kızlari
Aldılar iyileri
Kaldi yaramazlari
Oy gidi Karadenuz
Dolmuş da taşameyur
İtmeyelum sevdâluk
İdenler yaşameyur
Gökten uçan tiyâre
Boyaların soldu mi
Aldun yârimu gittin
Boş yerlerin doldu mi
Oy yaylalar yaylalar
Çimen bağladuniz mi
Ben askere gidende
Kızlar ağladuniz mi
Uçan kuş tutulur mi
Sevdâ unutulur mi
Can çıktı boğazima
Aşağı yutulur mi
Geliyor kara duman
Soracak yanımizi
Bu kız bize sevdâluk
Alacak canimuzi
Benu asker ettiler
Ya İstanbul ya Yemen
Ağlayın bana kızlar
Gelirim ya gelemem
Oy Salmangas Salmangas
Kırılsın ağaçlarun
Bir yük odun yüklenir
Ayşem senun saçlarun
Yayladan gelen yârim
Yaylalar yağeş midur
Gel biraz konuşalum
Canlarun dareş midur
Horon oynamağilen
Horon yeri düz olmaz
Türkü söylemeğilen
Kocakari kız olmaz
Dere aşâ iz gider
Bir kınalu kız gider
Kız sallama fistanı
Makinama toz gider
Gürgeni budakladum
İndim yarilarına
Allah saburlar versun
Asker karilarina
Sevdâluk kötü maraz
Yürek yakar can almaz
Sevdâluktan anlayan
Kızından para almaz
Geç koyunun önüne
Koyun fındık yemesun
Sevip de yar almayan
Yar almışum demesun
Türkü söylerim türkü
Ne kârı var ne kârı
Nerde bir dert var ise
Gelir bulur bekârı
Gece gitmiştir gece
Ayın Ay ışığıyle
Şimdi gelur sevduğum
Şeherli beşiğıyle
Bu dağlar uzun olsa
Dört yanı üzüm olsa
Yârin uykusu geldi
Yastığı dizum olsa
*Kuku: Bir kuş cinsi
...Yazının tümü basılı dergimizde! ABONE olmak için lütfen TIKLAYIN
Etiketler: Gürbüz Azak