Bir Soru
19 Şubat 2017Gürbüz Azak
- Keşkek yediniz mi hiç?
- Bir tablo, tezhipli bir hüsn-i hatt satın aldınız mı?
- Gece vakti, usuldan kar yağıyorken bir şehri duymağa, keşfetmeğe çıktınız mı?
- Hangi gün bir çocuk başı okşadınız?
- Hiç sebep yokken bir dostunuzu aradınız mı?
- Kütüphāneli bir evde mi doğdunuz?
- Sizin bir kütüphāneniz var mı?
…
- Üniversite hocaları, politikacılar, para babaları niçin bir ressam, rejisör, şāir, veya romancı ile arkadaş olamaz?
- Şu mevsimde ara ara güneşlenmeğe çıkıyor musunuz?
- Somuncu Baba’yı, Abdal Mūsā’yı, Eşrefoğlu Rūmî’yi ve de Sartre’ı, Camus’yü, Unamuno’yu tanımak istemez misiniz?
- Evinizde, çıkışa yakın, bir āfet çantanız duruyor mu?
- Şu son iki yıl içinde gözleriniz yaşarmayı hatırladı mı?
- En son ne zaman bir dilenciye sadaka verdiniz?
- Hiç sebep yokken bir dostu aradığınız oluyor mu?
…
- Ayda birkaç kere marketlerden birşeyler alıp sokak köpeklerini, kedilerini sevindiriyor musunuz?
- Mercimek yemeğine birkaç damla sirke koyuyor musunuz?
- Yoğurt üstüne azıcık pekmez ya da bal döküp yer misiniz?
- Kapı komşunuzla selâmlaşır mısınız?
- Bir dergiye abone olmayı, bir ahbabınızı da abone yapmayı düşünür müsünüz?
- Arada; teşekkür ederim, affedersiniz diyor musunuz?
- Sāhi, durup dururken bir dostunuzu arıyor musunuz?
- Eve bir demet çiçekle girmişliğiniz var mı?
- Bir esnaf lokantasında kuru fasulye yediniz mi?
- En son hangi kitabı okudunuz?
- Kaç ağaç ismi biliyorsunuz, ve kaç çiçek adı?
- Tambur sesini özler misiniz?
- Büyükçe bir bayrağınız var mı?
- Sāhil, kabaran dalgalar, martı çığlıkları, siz ve üst üste iki bardak çaya ne dersiniz?
- Boyasız ayakkabıyla çıkar mısınız?
- Ve ansızın bir dostunuzu arar mısınız?
…
- Şimdiye kadar sevdiklerinize kaç defa hediye sundunuz?
- Üç sağlam arkadaş edinebildiniz mi?
- Kalb kırmadan tenkid edebiliyor musunuz?
- Çoğu yerde işkembe, kelle-paça, ezogelin çorbaları bulunuyor da tarhana çorbası niye hatırlanmıyor?
- Dede Efendi, Itrî, Merāgālı kimdir?
- Balık çorbası tattınız mı?
- Topkapı Sarayı’nı gezdiniz mi?
- Hünkâr beğendi ile aranız nasıl?
- Her durumda ve bolca şükreder misiniz?
- Ve arar mısınız dostlarınızı sebepsiz?
…
- Evinizden; gökyüzü, uzaklar veya yeşillikler görünüyor mu?
- Yaz zamanı toprakta, çimende, yalınayak gezmeyi akıl eder misiniz?
- Birşeyler biriktirme ādetiniz var mı?
- Hiç antika edindiniz mi?
- Okullarda; görgü, fedākârlık, iz’an, vefā, hamiyet, düzgün giyim, güzel konuşma, estetik, şehircilik, hatırnazlık, tevāzū ne vakit öğretilecek?
- Hangi akılla, akılsızlıkla, elli yıllık Spor ve Sergi Sarayı’nın adı Lütfi Kırdar Salonu diye değiştirilir?
- Gene hangi yamalak kafalar bir stadyumun ismini defālārca İnönü Stadı, Mithat Paşa Stadı, Dolmabahçe Stadı, Beşiktaş Arena Stadı diye döndürüp dolaştırır da kimsenin gıkı çıkmaz?
- Bāzıları niçin; geçitlerde, yolda, kaldırımda sağdan yürümez, hem de cāhilliğini, ilkelliğini kat’iyyen farketmez?
- Evde pijamayla dolaşılmayacağını herkes biliyor mu?
- Dostları arıyor musunuz sāhi, dostlarınızı?
…
- En son ne sordum?..
- Hayır, bilemediniz. Son suālim şu: Siz, güzelim “Hoşcakal”, “Güle güle” sımsıcaklığı yerine; ezikçe, ahmakça ve rezilce “Baay… Bay bay” mı deyip durmaktasınız?
Yazının tümü basılı dergimizde! ABONE olmak için lütfen TIKLAYIN
Etiketler: Gürbüz Azak