Ekimin Yaprakları
Arife Ünüvar
Ekim..
Eylül’den sonra sevilebilecek
en güzel zaman…
*
Bu Ekim de, her Ekim gibi geçip gitmeye hazırlanıyor. Usul usul; sessiz sedasız; soğuk soğuk ve içine kapanık…
Bir de üstelik bizler koşuşturup dururken haber vermeksizin.
Ve bir hüzün kaplıyor insanın içini ister istemez, her Ekim olduğu gibi…
*
“İki gündür nefis bir sonbahar havası var. Işıklar değişti sonra sabahları daha serin. Burada istediğimden çok sessizlik var…
Kitap yazmaya gelince, çeşit çeşit duygularla doluyum. Ama bu duygular dayanılmaz, taşınmaz hale gelinceye kadar hiçbir şey yazamam.
Dayanılmaz hale geldiğinde, sanırım gene bir yolculuğa çıkacağım. Şu hayat ne kadar uzun…
Bu günlerde bir süre Rimbaud okudum. “Bu dünyadan çık git de, nereye gidersen git!’ diyor…”
Mevsimlerin bu kadar çabuk akıp gittiğine inanamıyorum. Bir Ekim sabahı. İstanbul Kanatlarımın Altında’yı dinlerken; “Her şeyin sonundayım” ve Ferid Edgü ile mektuplaşmaların içimde uyandırdığı sesler, renkler ve kokular her şey ne kadar da birbirine yakışıyor.
Hepsi birlikte bir sonbahar tütsüsü…