Şa kaa cıııı!
Hanımlar yürürken, yabancı biri: “Kuş pislemiş” deyip yanlarından geçti. Hepsi de irkilip, korkuyla bakıştılar. Ve en kısa zamanda bir kuytuya sokulup, her yerlerini incelediler. Ancak içleri rahat ettikten sonra; “Sanırım […]
Hanımlar yürürken, yabancı biri: “Kuş pislemiş” deyip yanlarından geçti. Hepsi de irkilip, korkuyla bakıştılar. Ve en kısa zamanda bir kuytuya sokulup, her yerlerini incelediler. Ancak içleri rahat ettikten sonra; “Sanırım […]
Çekirge Çetin, 5 yaşındaki değişik bir zeka kapasitesine sahip bir çocuğun babasıyla birlikte bir dergi yazısı için yaptıkları geziyi anlatıyor. Bu kitapta güldüren ve öğreten noktalar da var.
Sen, konuşuyorken,,, ben, düşünüyordum; Seni “niye” sevdiğimi… Bu soru zordu, ve ben zoru bulmuştum; bulanık suya düşmüş anahtar gibi!..
En çok kırk beş yaşındaydı ama altmışın üzerinde gösteriyordu… Ömrünce hiç tıraş olmamış gibiydi. Saçı, sakalı kıvır-kıvır birbirine geçmiş; akları kanlı iki göz, bu tuhaf kıl yumağından pırtlayıp, dışarıya fırlamıştı…
Dünya ne yapıyorsa bizler de aynısını yaptık, Hatta onların yapmadıklarını, yapamadıklarını da başardık. Ciddi olarak iddialıyız. Bu hususta dünyanın gelişmiş ülkelerinden biriyiz. İnsanlar, bilmedikleri şeyin düşmanıdırlar.
Organ nakli konusuna ilk yakınlaşmam, çizdiğim iki karikatürümle katıldığım bir sergi sebebiyle oldu. Bir ses, arayıp hal hatır sordu. Beni yıllardır tanıdığını söyleyip kendini tanıttı. Ardından bu konunun öneminden bahsetti.
– Bölgeniz hakkında bilgi alabilir miyiz? Bizim de bir parçası olduğumuz Erzurum Bölge Koordinasyon Merkezi, Ulusal Koordinasyon Sistemi’ne bağlı çalışan 9 bölgeden bir tanesi. 13 tane vilayet, Erzurum Bölge Koordinasyon […]
Yedi yüz senelik bir çınarız biz, Asya’dan fışkıran bir pınarız biz… Meşale meşale hep yanarız biz, İçim alev alev, başım dumanlı, Soy-adım Türk benim, adım Osmanlı…
1970’li yılların sonlarına doğru “Yedi Güzel Adam”ın çoğu Yeni Devir Gazetesi’nde yazıyordu. M. Akif İnan da yine o gazetede gerek gerçek adıyla gerekse müstear isim kullanarak siyasî, fikrî ve edebî […]
Ellerin dokunsa şu bîkes kelimelere. Kanatlansa ilhamın kan dökücü mavisi. Birazcık sen koksa bu satırlar, birazcık umut, birazcık hayat…
Babamdan duymuştum. Arzuhalciydi. İnsanların dertlerini dinlerken, haliyle halk arasında şöhret bulmuş, darb-ı mesel halini almış sözler de babamın dilinden zaman zaman dökülürdü.
Baktığın gönüller mühürleniyor Aşkın tuğrası var gözünde Ayşe Seni Leyla diye sevenlere sor Kaç Mecnun kavruldu közünde Ayşe
Korku sadece çocuklara özgü müdür? Yetişkin korkularını görmezden gelmek mümkün müdür? Korkusuz insan var mıdır? Korkusuz görünen kişiler gerçekte korkularını iyi bastırabilen kişiler midir? Korkunun bir gerçekliği var mıdır?
Ben Arif Nihat Asya’yı yirmi yıl takip ettim. Sıkça arz ettiğim gibi, onun çömezlerinden birisi oldum. Bu yirmi yıla yakın bir süre kendisini dikkatle dinledim. Ve ondan dinlediklerimi “Arif Nihat […]
Son günlerde basında tirajı artırmak adına “kıyamet” ile ilgili senaryolar ilk sırada yer almaktadır. Kıyametin ne zaman olacağını sadece Allahü teâlâ bilir. Kâhin, medyum, falcı ve hangi isim altında olursa […]
SİZE bir karakter sunacağım. Adam, otelin okuma yazma bilmez çamaşırcı kadınıyla ilişki kurdu. Arkadaşlarını nikâh memuru ve şâhit gibi gösterip, yalancıktan nikâh kıydırıp kadınla evlenmiş gözüktü. Adamın bu çirkin evlilikten […]
Üç atlı, alaca şafakta yola çıkmışlardı. Atlarının yeleleri, sarıklarının sorguçları uçuşuyor, uzun otların arasından geçtikleri için, atların koştukları değil, uçtukları zannediliyordu. Rengârenk üç atlı…
Duygulara Akılla Şekil Vermek Yunus Emre insanın ruhunu soğanın katmanları gibi açıyor. Ruhun en alt katmanında güçsüzlük ve aşağılanmışlık hissi vardır.
Yanmak yeniden yanmak için büyümek ve ateşin içinde üşümekmiş. Kalbimin dallarından nefes nefes damlayan aşk, içimi Mevlâ’dan sonra şerha şerha kaplayan sensin.
Bir ev satın aldığımızda veya kiralamaya çalıştığımızda; fiyatının yanı sıra ebeveyn odası, çocuk odası, oturma odası ve salonu var mı, yok mu sorar ve bunlar tekmil olmadan ev almış saymayız […]
Kimi, kim bilir nereye giderken farketmiş… Kimi, rızık için yola çıkmışken rastlamış ve rızkı bilmiş… Kimi farketmesine rağmen, şüpheci gel-gitlerden sonra ancak gelebilmiş…
Antalya yağmurlu, İstanbul’da kar varmış. 10 sene önce seni uğurladığımız 10 Şubat gibi hava kasvetli baba… İçimiz buruk. Sensiz geçti 10 koca sene! Şubat ayını silemesem de takvimden, on yıldır […]
Elia, rengini biz karmıştık bu şiirin hatırla! Sanırım bir savaştan bahsediyorduk. Savaş denince kayıplardan, kayıp giden bir yıldan, acıdan, acı denince dostluktan. Ve dostluk denince kalem gelir benim aklıma.
Uzmanı olduğumuz, aslını ve gerçeğini bildiğimiz durumlarda bize söylenen yalanlara kanmasak da, bilmediğimiz konular söz konusu olduğunda usta ve profesyonel yalancılar karşısında kolayca aldanıp, kandırılabiliyoruz
Ey Oğlum! Diyerek ve hatta sanki yalvarırcasına bizlere sesleniyor din büyüklerimiz… Şöyle diyorlar: İyi biliyorsun ki; dünyada söz sahibi olan kişi, emrinde bulunanlardan birine mühim bir vazife verse, o görevi […]
Sizin gibi olmak istiyorum Ali Ramiteni hazretleri, İslam âlimlerinin en büyüklerindendir. Dokumacılık yapıyordu. Bir gün evinde hiç yiyecek kalmamıştı. Misafir gelse, ikram edecek hiçbir şey yoktu. Nitekim de misafiri geldi […]
Ulan galiba yine gözüme şampuan kaçtı. Yavaş yavaş artıyor yangısı. Hayır hızlı hızlı! Allaaah! Şu ellerimin köpüğünü temizleyip avuçla su taşıyayım. Ya da doğrudan çeşmenin altına tutayım gözümü. Hay senin […]
Şiir bugün yüzde kaçımızın gündeminde? Kaçımız onunla alakadarız? Mesela kaçımız geçen hafta veya geçen ay bir şiir kitabı aldık veya en azından iki üç şiir okuduk? Eskiden şiir, hemen bütün […]
Bugün bir sokak kedisi gibi gönlüm… Biraz özgür, biraz umursamaz, biraz da kırgın. Köpeklerin hışmından kurtulmak için tırmandığı ağacın, en tepe dalında tutunmaya çalışan kedi kadar korkak.
Dün senden gitmeyi çok istedim sevdiğim. Senden çok uzaklara gidip seni olduğun yerde, olduğun gibi bırakmayı. Bulutları, güneşi, ayı, yıldızları, yağmuru, karı, seni hatırlatan ne varsa bırakıp gitmeyi.
“Her gecenin bir sabahı var” müjdesi, nasıl da sevindiriyor, biz kul tanelerini… Evet her karanlığın bir aydınlığı var. Çünkü gök, o renkli kuşağını hep yağmurdan sonra uzatır gökyüzüne, seviniriz.
Gönül Sohbet İster, Kahve Bahâne Mâlum-u âliniz, kış mevsiminde gündüzler kısa, geceler uzundur. Bugün vasati saat denilen ezâni saatin kullanıldığı, akşam ezanı ile birlikte saatlerini 12’ye ayarlayan insanların yaşadıkları devirlerde, […]
Geceye uzandım… Karanlığın koynunda, sanki başım biraz daha aşağıda ve yerçekiminin utanıp gittiği bir sessizlikte, sağ elimi yağmura açtım… Yangınıma damla damla rahmet…
Orta Asya’dan Anadolu’ya gelen konar- göçer tebaanın, nam-ı diğer Yörüklerin, evlerinin “çadırları” olduğunu bilmeyen yoktur. “Türkler çadırda doğar, at üstünde ölür.”
Nakliye firmasının elemanları son eşyalarımı da içeri sokarken, karşı dairenin kapısı açıldı ve elli yaşını geçkin bir kadın, bembeyaz dişleriyle gülümsedi. Kuzgunî siyah saçlarını, eğreti bir şekilde tepesinde toplamıştı.
İnsan… Her biri bembeyaz, parıl parıl birer inci gibi insan… Yeryüzündeki milyonlarca insan; her birinin farklı farklı rengi, lisanı, milleti, hususiyetleri…
Bir insanın mısralarda ete, kemiğe, bedene bürünmesi; duygu ve düşüncelerini hissedebilmesidir şiir, belki de. Birkaç kelimeyle kalbe dokunabilmek ve birkaç mısrayla ne çok şey söyleyebildiğini fark edebilmek biraz da…
Sinema demek, aynı zamanda ”yıldız” da demek. Ve hatta “sinemayı sinema yapan yıldızlardır” desek, bir anlamda yanlış sayılmaz. Bir de “İstanbul’un oyunculuğu” gündemde şimdi, yıldızlığı… Hem de öyle bir yıldız […]